Gaziantep…

Gaziantep, Andre Rieu, Pavarotti...!

Gaziantep = Organize Sanayi

Gaziantep = İthalat

Gaziantep = İhracat

Gaziantep = Halı, İplik, Kumaş

Gaziantep = Kebap, Baklava, Lahmacun

Gaziantep = Arsa

Gaziantep = Devasa binalar

Gaziantep = Uydu kentler

Gaziantep = Dolar

Gaziantep = Euro

Gaziantep = AVM'ler

Son yıllarda Gaziantep deyince bunlarla övünüyor ve manşetlere çıkıyoruz.

Değil mi?

Var mı bunlara itirazı olan?

Peki, bu şehir geçmişte olduğu gibi Edip Akbayram, Ömer Lök, Ahmet Özoğlu, Siyah Örümcekler Zeki Dinçer, Ali Acıburç ve ismini anımsayamadığım çok sayıda ses ve sahne sanatçıları neden çıkaramıyor?

Bu şehirde adlarına aşık denilen halk ozanları vardı. Şehrine aşık, toprağına aşık, yeşiline aşıklar vardı.

Bu şehirde geçmişte TRT Gaziantep radyosu vardı, harika işlere imza atılmıştı kapatıldı.

Bu şehirde devlet tiyatrosu vardı. Cevizli Kitapevinin yanında her ay muhteşem oyunlar gelirdi ve bilet bulunmazdı. Şimdi yerlerinde yeller esiyor.

Bu şehirde neredeyse 20'ye yakın yazlık, kışlık sinemalar vardı. Hepsi full çekerdi.

Bu şehirde inanılmaz güzel, nezih gazinolar vardı. Şükran Ay, Zeki Müren ve benzeri starlar Kavaklık'ta sahne alırlardı.

Şimdi ne bu sanatçılar kaldı, ne böyle gazinolar.

Bu şehirde ODTÜ vardı. ODTÜ sadece Ankara'da değil, Gaziantep'te kampüsü vardı ve inanılmaz prestijdi bu şehir için.

Bu şehirde Gaziantep Lisesi, Atatürk Lisesi, Şehit Şahin Lisesi, İsmet Paşa Lisesi, Ticaret Lisesi gibi muhteşem devlet liseleri vardı ve idealist öğretmenler harika eğitimler verirlerdi. Burada mezun olan Gaziantepli çocukların büyük kısmı dershanesiz, özel öğretmensiz, prestijli üniversiteleri kazanırlardı.

Bu şehirde Mehmet Uygun gibi vicdanı ile cüzdanı arasına sıkışmayan Türkiye'ye mal olmuş hukukçular, Yargıtay Başkanları çıkardı.

Bu şehirden ressamlar, sanatçılar, tiyatrocular, komedyenler çıkardı.

Bu şehirden Talat Özkarslı, Sakıp Özberk, Hüseyin Kalpar, Bünyamin Süral, Mehmet Şahan, Nurullah Sağlam, Erol Azgın, Fatih Yılmaz, İsmet Savcılıoğlu ve daha onlarca futbolcu, teknik direktör çıkmıştı.

Bu şehirde inanılmaz gazeteler, efsanevi haberciler, köşe ve kitap yazarları vardı. Gaziantep'te çok sayıda kitapçılar, kütüphaneler vardı.

Şimdi bu şehirde sadece para, arsa, rant, ihracat, dolar, gastoronomi ve Euro, Dolar konuşuluyor.

Kısaca işgal yıllarında Fransızların, İngilizlerin, İtalyanların esir alamadığı Gaziantep'i Dolar ve Euro satın aldı.

O zamanda ortaya sadece ekonominin, yemeğin konuşulduğu böyle bir şehir çıktı.

Zaman zaman You Tube'de gezerken genellikle slow ve enstrümantalı tercih ediyorum. Önceki gecede Andre Rieu'nun Johann Strauss orkestrası eşliğindeki 10 binlerin izlediği konserde, bir anda ortaya çıkan binlerce kişinin valsini, müziğini ve onlara eşlik edenlerin coşkusunu nefesimi tutarak izledim. Sonra sırada Pavarotti'nin , James Brown ile birlikte düet yaptığı muhteşem It's a man's worl'du dinledim.

Onun için bulun Rieu veya Pavarotti, James Brown düetini yada geçenlerde eski başkanımız Asım beyin önerdiği Burcu Soysev'i gözlerinizi kapatın, dinleyin.

O zaman belki bazıları Şef Seattle 'ın muhteşem sözünü " Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak "

Ama siz anlayın ve sanatsız, müziksiz, kitapsız, resimsiz, eğitimsiz, hayalsiz kalmayın.

Çünkü şehirler fabrikaları ile değil sanatçıları ile anılır ve tarihe yazılır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Kenan Yücel - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak NRD Haber Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan NRD Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler NRD Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı NRD Haber değil haberi geçen ajanstır.